Şehirden Uzak Doğada Yaşam

Hayatımızın belirli dönemlerinden hepimiz yaşadığımız şehirlerden nefret etmiyor muyuz? Artık piknik yapacak alanların dahi kalmadığı bu kocaman beton ve asfalt yığınlarından kaçma istemiyor musunuz? Şehirlerden uzak doğada yaşam fikri size çok mu ütopik geliyor? Aslında üncü nesil bir şehirli iseniz bir asırdır oluşturmuş olduğunuz düzeni yıkıp bambaşka bir hayata geçmek çok da kolay değil. Ama fikri bile heyecan verici…

Teknoloji, konfor ve beton

Şehirler pek çokları tarafından konfor nitelikleri için tercih edilegelmiş olsa da aslında günümüzde bunun pek de bir önemi yok değil mi? Dedelerimizin köylerini terk ederek geldiği şehirlerin cazibe noktası apartmanlar ve çamursuz bir hayat iken, aslında çok da farklı bir sonuç ortaya çıkmadı. Hepimizin malumu olduğu gibi şehirler bu kadar insanı taşıyamadı ve kaçınılmaz sonuç olan mevcut durumumuz ortaya çıktı. Metrobüslerde saatlerde üst üste seyahat ederek işe gidiyoruz, yine çamurların içindeyiz, yine sabah ezanı ile uyanıyoruz. Üstelik bununla birlikte hayatımızda organik beslenme unsurlarından eser yok. Pekiyi neden hala buradayız?

Buna cevap vermekte hemen herkes zorlanır. Daha dün köyünden şehre göç edenlerden, nesillerdir şehirde yaşayanlara kadar, hiç kimse neden bu koca curcunanın içinde olduğunun cevabını veremez. Sonuç olarak şehirden uzak doğada yaşam; birçoğumuz için bir hayal olarak kalır…

Doğaya Dönüş Trendi

Son zamanlarda, şehirdeki önemli mesleklerini terk edip, köylere yerleşen ve organik yaşantıyı seçenlere sıkça rastlıyoruz. Bu aydınlanma trendi aslında doğal olana yani kendimize dönüşten başka bir şey değil.

Hayatta kalmak için neye ihtiyacımız var?

Prensipte insanoğlunun ve diğer tüm canlıların hayatta kalabilmesi için tek ihtiyaçları karınlarını doyurmaktır. Pekiyi bir çiftlik ya da sadece küçük bir köy evine sahip olarak bunu başaramaz mıyız? Biliyor musunuz, köylülerin markete ihtiyaçları yoktur. Çünkü onlar kola yerine ayran içer, paketli bisküvi yerine kendi elleri ile açtıkları çörekleri yer. Dalından meyve sebze koparıp yer ve onlar için çalışmak, karınlarını doyurmak için ihtiyaçları olan gıdaları yetiştirmektir.

Sabah erken kalkıp, kümesinizi yoklamak, sütlerinizi sağıp yumurtalarınızı toplamak güzel bir kahvaltı için en temel bileşenler değil mi? Üzerine çiğ düşmüş domatesleri de dün yaptığınız peynirlerle birlikte sofranıza koyduğunuzda, şehirde ciddi paralar ödediğiniz bir kahvaltıyı kendi ürettiklerinizle yapabilirsiniz. Gün içinde bahçenizde yorulup, taze yoğurttan yaptığınız ayran eşliğinde kendi bahçenizden gelen sebzelerle yapılmış öğle yemeğini yiyebilir, akşam yine tamamen doğal ürünlerle mükellef bir akşam yemeği keyfi çekebilirsiniz. Pekiyi şehirlerde hepimiz hala ne yapıyoruz?